Bilindiği gibi 31 Ağustos 2013 gün ve 28751 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan yönetmelik değişikliğiyle, Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Esaslarına Dair Genel Yönetmelikte bir dizi değişiklik yapılmıştır.
Yapılan değişikliklerle görevde yükselmede sözlü sınav esas yöntem haline getirilmiş, hizmetiçi eğitim uygulamasından vazgeçilmiş, yöneticiliğe atanmada, kamu kurumlarında ve kurumda belirli süre çalışma koşulu ve yazılı sınavdan 70 puan alma zorunluluğu kaldırılmıştır.
AKP’nin kadrolaşma politikasında hukuk tanımazlığın son örneği olan Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Esaslarına Dair Genel Yönetmeliğin öncelikle yürütmesinin durdurulması ve iptali için Konfederasyonumuz tarafından 6 Eylül 2013 tarihinde Danıştay’da dava açmıştır.
AKP’nin keyfi yönetim ve kadrolaşma politikasına karşı her alanda mücadelemiz devam edecektir.
Dava dilekçesi aşağıdadır.
DANIŞTAY BAŞKANLIĞI’NA
Yürütmenin durdurulması istemlidir.
DAVACI : KESK
Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu
Selanik Caddesi No: Kızılay/ANKARA
VEKİLİ : Av. Engin GÖKOĞLU&Av.Duygu DEMİREL
Mithatpaşa Caddesi
DAVALI : Başbakanlık ANKARA
KONU : 31.08.2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Kamu Kurum ve kuruluşlarında Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Esaslarına Dair Genel Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına ilişkin Yönetmeliğin 1.maddesinde yer alan “ilçe idare şube başkanlıkları ile bunlarla aynı düzeydeki diğer görevlere” ibaresinin, aynı maddenin sonunda yer alan ı bendinin tamamının, 4.maddesinde yer alan “sözlü sınavda” ibaresinin, 9.maddesinde yer alan 12/A maddesinin tamamının, 12/B maddesinde yer alan “Başan puanı, şube müdürü, müdür ve bunlarla aynı düzeydeki diğer kadrolara atanacaklar için sözlü sınav” ibaresinin iptali ve yürütmenin durdurulması istemidir.
T. TARİHİ : 31.08.2013 tarih ve 28751 Sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
AÇIKLAMALAR :
Müvekkil Konfederasyon, 4688 Sayılı kamu Görevlileri Sendikaları yasası uyarınca kurulu ve ülke genelinde örgütlü bulunmaktadır.
Kamu Kurum ve kuruluşlarında Görevde Yükselme ve Unvan değişikliği Esaslarına Dair Genel Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına ilişkin Yönetmelik 31.08.2013 tarih ve 28751 Sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
Yönetmeliğin 1.maddesinde yer alan “ilçe idare şube başkanlıkları ile bunlarla aynı düzeydeki diğer görevlere” ibaresinin, aynı maddenin sonunda yer alan ı bendinin tamamının, 4.maddesinde yer alan “sözlü sınavda” ibaresinin, 9.maddesinde yer alan 12/A maddesinin tamamının, 12/B maddesinde yer alan “Başan puanı, şube müdürü, müdür ve bunlarla aynı düzeydeki diğer kadrolara atanacaklar için sözlü sınav” ibaresinin iptali ve yürütmenin durdurulması istemiyle dava açılması gereksinimi doğmuştur.
DAVA NEDENLERİ:
1- DAVA KONUSU YÖNETMELİĞİN 1.MADDESİNDE YER ALAN “İLÇE İDARE ŞUBE BAŞKANLIKLARI İLE BUNLARLA AYNI DÜZEYDEKİ DİĞER GÖREVLERE” ŞEKLİNDEKİ DÜZENLEME ile I BENDİNİN TAMAMI SINAVSIZ ATAMA GETİRİLMEKTE OLUP HUKUKA AYKIRIDIR.
Anayasa’nın 2. maddesinde Cumhuriyetin nitelikleri arasında gösterilen “Hukuk Devleti” ilkesi devlet ya da millet adına yetki kullanan tüm organ, kuruluş ve birimlerin bu ilke içinde hareket etmelerini zorunlu kılmakta; bu bağlamda yürütme organı ve idarenin tüm işlem ve eylemlerini hukuka uygun olarak kurması ve yapması gerekmektedir.
Kamu hizmetlerinin yürütülmesinde ve yasalarla verilen görevlerin yerine getirilmesinde idarenin kamu yararı amacına ulaşılabilmesinin, ancak bu koşullarla olanaklı olduğu açıktır. Bu nokta esas alınarak değerlendirme yapıldığında, davaya konu düzenlemenin bir dizi hukuka aykırı atama işlemlerine sebep olacağı açıktır.
657 Sayılı Devlet Memurları Kanununun 3. maddesinde sınıflandırma, kariyer, liyakat olmak üzere üç temel ilke belirlenmiş, liyakat; ” kamu hizmetleri görevlerine girmeyi, sınıflar içinde ilerleme ve yükselmeyi, görevin sona erdirilmesini liyakat sistemine dayandırmak ve bu sistemin eşit imkanlarla uygulanmasında Devlet memurlarını güvenliğe sahip kılmaktır.” şeklinde tanımlanmıştır.
Kamu Kurum ve kuruluşlarında Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Esaslarına Dair Genel Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına ilişkin Yönetmelik 31.08.2013 tarih ve 28751 Sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Yönetmeliğin 1.maddesi ile mevcut yönetmeliğin 2.maddesinin g bendi “ilçe idare şube başkanlıkları ile bunlarla aynı düzeydeki diğer görevlere” şeklinde değiştirilmiştir. Aynı maddenin sonunda ı bendi eklenerek “Avukat kadro veya pozisyonlarından hukuk müşaviri kadro veya pozisyonlarına” ibaresi eklenmiştir.
Devlet Memurlarının Görevde Yükselme Esaslarına Dair Genel Yönetmeliğin 1 maddesinde görevde yükselmede hizmetin gerekleri, liyakat ve kariyer ilkelerinin esas alınacağı belirtilmesine rağmen belirtilen kadrolara ve bunlarla aynı düzeydeki diğer görevlere atanma görevde yükselme esasları dışında tutularak bu ilkeler çiğnenmiştir.
Anılan kadrolara atanmada liyakat ilkesi esas alınmadığından, Anayasanın 2 inci maddesinde yer verilen hukuk devleti ve 10 uncu maddesinde yer alan eşitlik ilkelerini ihlal edecek mahiyette atamalar yapılmasına sebep olunmuş, düzenleme ile siyasi iktidarın kadrolaşmasının önü açılarak, kamu çalışanlarının çalışma barışı ve motivasyonu bozulmuştur.
Davaya konu düzenlemenin ve siyasi iktidarın kendisi gibi düşünen ya da kendisine yakın bulduğu personeli, objektif ve nesnel kriterlere uyulmadan yönetici kademelerine atamasının, hukuk devleti, liyakat, hukukun üstünlüğü, kamu yararı, hizmetin gerekleri, adalet ve eşitlik kavramları ile açıklanması mümkün değildir.
Nitekim aynı yönetmelikte 2010 yılında yapılan değişiklikler Konfederasyonumuz KESK’e bağlı Sendikalarca dava konusu yapılmış olup, Danıştay 5.Daire Başkanlığının 02.10.2012 tarihli ve E:2012/4736 sayılı kararıyla aynı maddenin (e) bendinde yer alan ‘,Sosyal Güvenlik Kurumunda sosyal güvenlik merkezi müdürü kadroları, Spor Genel Müdürlüğünde gençlik merkezi müdürü kadroları, Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu Genel Müdürlüğünde yurt müdürü kadroları’ ibaresi ile (g) bendinde yer alan; ‘,ilçe müdürü kadrolarına,’ ibaresinin yürütmesi durdurulmuş ve iptal edilmişti.
Yapılan yeni düzenlemeyle Danıştay’ın iptal ettiği düzenleme genişletilerek yeniden Yönetmeliğe konulmuştur. Buna göre Yönetmeliğin 2’nci maddesinde sınavsız atanacaklar arasında sayılan ilçe müdürlüğü kadroları ‘ilçe idare şube başkanlıkları ile bunlarla aynı düzeydeki diğer görevlere ve hukuk müşaviri kadro ve pozisyonlarına sınavsız atama yapılacağı hükmü getirilmiştir.
Kamu çalışanlarının, üyesi olduğu Sendika, siyasi düşünce, cinsiyet, ırkı ve dini inancı gibi sebeplerle ayrımcı uygulamalara tabi tutulmasının hukuk kurallarıyla açıklanır bir yanı bulunmadığından keyfiyete sebep olan davaya konu düzenlemenin ivedilikle iptali gerekmektedir.
2- DAVA KONUSU YÖNETMELİĞİN 4.MADDESİNDE YER ALAN “SÖZLÜ SINAVDA” İBARESİ ile 9.MADDESİNDE YER ALAN 12/A MADDESİNİN TAMAMI, 9.MADDESİNİN 12/B BENDİNDE YER ALAN “BAŞARI PUANI, ŞUBE MÜDÜRÜ, MÜDÜR VE BUNLARLA AYNI DÜZEYDEKİ DİĞER KADROLARA ATANACAKLAR İÇİN SÖZLÜ SINAV” İBARELERİ HUKUKA AYKIRIDIR.
Sözlü sınavlarda, objektif kriterlerden çok subjektif kanılarla değerlendirme yapıldığı, torpil ve adam kayırmanın çok yaygın olduğu, bu sınavların siyasi kadrolaşmanın bir yöntemi olduğu, adayların eşit koşullarda yarışmalarını sağlayan nesnel bir yöntemin uygulanmadığı, sınavın her türlü öznel değerlendirmeye açık olduğu, herkesçe bilinmektedir.
Anayasanın Başlangıç bölümünde; “Her Türk vatandaşının bu Anayasadaki temel hak ve hürriyetlerden eşitlik ve sosyal adalet gereklerince yaralanarak milli kültür, medeniyet ve hukuk düzeni içinde onurlu bir hayat sürdürme ve maddi ve manevi varlığını bu yönde geliştirme hak ve yetkisine doğuştan sahip olduğu” düzenlenmiştir.
Anayasanın 2. maddesinde; “Türkiye Cumhuriyeti toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk Devletidir.” hükmüne yer verilmek suretiyle Cumhuriyetin temel nitelikleri ortaya konulmuştur.
Bu niteliklerin Devleti oluşturan bütün kuvvetler açısından bağlayıcı olduğu, her tür yetki ve sorumluluğun belirlenmesinde ve kullanılmasında bu nitelikler çerçevesinde değerlendirme yapma zorunluluğu bulunduğu açıktır.
Anayasanın 2. maddesinde belirtilen hukuk devletinin unsurlarından biri de, vatandaşlarına hukuk güvenliği sağlamasıdır. Hukuk devleti, tüm eylem ve işlemlerinde yönetilenlere en güçlü en kapsamlı şekilde hukuksal güvence sağlayan devlettir. Hukukun üstünlüğünün egemen olduğu bir devlette hukuk güvenliğinin sağlanması, hukuk devleti ilkesinin olmazsa olmaz koşuludur. Hukuk devleti olmak, yönetilenlere hukuk güvencesi sağlayan bir düzen kurmaktır. Böyle bir düzenin kurulması, yasama ve yargı yetkileriyle yürütme alanına giren tüm işlemlerin hukuk kuralları içinde kalması ile gerçekleşebilir. Bu bağlamda hukuk devleti, her dilediğini yapamayan, kendini hukukla bağlı sayan ve tüm yetkilerinin sınırının hukuksal kurallarla belirlendiği Devlet olduğundan, hukuk devleti ilkeleriyle davaya konu sözlü sınav çelişmektedir.
Diğer yandan, Anayasanın kanun önünde eşitlik başlığı altında düzenlenen 10 uncu maddesinin dördüncü fıkrasında; “… Devlet organları ve idare makamları, bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar.” denilmektedir.
657 Sayılı Devlet Memurları Yasası’nın 3/C bendinde liyakat başlığı altında Devlete, kamu hizmetleri görevlerine girmeyi, sınıflar içinde ilerleme ve yükselmeyi, görevin sona erdirilmesini liyakat sistemine dayandırmak ve bu sistemin eşit imkanlarla uygulanmasında memurlarını güvenliğe sahip kılmak yükümlülüğü getirilmiştir.
Siyasal kadrolaşmanın yegane dayanağı olan sözlü sınavdan yıllardır tüm toplum kesimleri rahatsız olmaktadır. Bu sınav sisteminin kaldırılması için çaba sarfedilmesi gerekirken, dava konusu yönetmelik ile tüm kamu kurum ve kuruluşlarında sözlü sınav yapılmasına yasal dayanak oluşturulmuştur.
Anayasanın yukarıda yer verilen hükümlerine açık aykırılık taşıyan yasal düzenlemenin genel hukuk kurallarına aykırı olduğu, keyfiyete yer verilmemesi için sınavların oldukça açık ve şeffaf süreçler halinde yaşanması gerekmektedir. Davaya konu düzenleme ile liyakatli olanı seçmeye elverişli şekilde yapılmasını engellediğinden yukarıda zikredilen Anayasal hükümlere ve hukuka uygun davranılmamıştır.
Danıştay’da açılan ve aşağıda birkaçına yer verdiğimiz birçok davada sözlü sınavın çoğunlukla nesnel ölçütlere dayanmadığı için hukuka uyarlık göstermediğine ve iptaline karar verilmiştir.
Danıştay 5. inci Dairesi’nin 1995/799 E. 1996/2430 K. Sayılı ilamında; “ subjektif ölçütlere yer verilmesi idareyi sonuçta kişisel veya siyasi değerlendirme yapmaya yöneltebilecektir. Bu durumda liyakati belirlemede nesnel ölçütlere yer vermek ve böylelikle idareye eşit durumda olanlar arasında liyakatli olanı seçme olanağı tanımaktadır. Sınav, liyakati belirlemede nesnel bir ölçüttür, ancak tek başına geçerli bir ölçüt sayılmaması gerekir. Sözlük anlamı ile yaraşır olanı saptamak için hizmet süresi, öğrenim, uzmanlık sicil, mesleki eser gibi diğer nesnel ölçütlere de yer verilmesi idareyi yansız davranmaya yöneltecektir.” şeklindeki değerlendirme yapılmıştır.
Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu tarafından 03.02.2006 tarihinde 2005/844 Nolu dosyada verilen kararda sözlü sınavla ilgili olarak; “ …. Danıştay 2. Dairesi 07.10.2005 günü, E:2005/2021 Sayılı kararıyla; kamu idarelerinin yerine getirmekle yükümlü oldukları kamu hizmetlerinin en iyi biçimde yürütülmesini sağlamak amacıyla gerekli önlemleri almaları gerektiğinin idare hukuku ilkelerinden olduğu, bu önlemler arasında hizmetin bilgi ve deneyim yönünden yetişmiş personel istihdam edilerek gördürülmesi hususunun da yer aldığı, anılan personelin ehliyet ve başarısının tesbiti amacıyla meslek içindeki ilerleme ve yükselmelerinde idarelerin genel düzenleme yetkisine dayanarak koşullar belirleyebilecekleri, dava konusu Yönelikte kurum müdür yardımcısı ve üstü görevlere atamaların yapılmasında, kriterlerin objektif olarak belirlendiği, yazılı sınav yapılacağına ilişkin düzenlemenin yanında sınav kapsamı ve değerlendirme esasları belirli olmayan, subjektif değerlendirmelere açık olabilecek sözlü bir sınav yapılmasına ilişkin düzenlemeye de yer verilmesinde hukuka ve hizmet gereklerine uygunluk görülmediği” yönünde değerlendirme yapılmıştır.
Yine, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu tarafından 16.03.2006 tarihinde 2006/57 Sayılı dosyada açılan davada; “…yapılacak olan bir sözlü sınavın objektif olduğundan söz edilebilmesi için mesleğin özelliği dikkate alınarak bütün kriterlerin ne şekilde uygulanacağına ilişkin ölçütleri, kriterlerin ağırlığını ve buna göre değerlendirme esaslarını içeren objektif bir yöntemin düzenlenmesi gerekmektedir. Öte yandan, “mülakat” ve “sözlü sınava” yönelik açılacak davalarda, yargısal denetim de farklılık göstermektedir. …… Sigorta yoklama memuru olarak atanabilmek için yapılacak yazılı sınavdan sonra ikinci aşamayı teşkil eden, sınavın; bütün kriterlerin ne şekilde uygulanacağına ilişkin ölçütleri, kriterlerin ağırlığı ve buna göre değerlendirme esaslarının bir başka anlatımla yapılacak sınavın mülakat mı yoksa sözlü sınav mı olacağının açık, duraksamaya yer vermeyecek şekilde düzenlenmesi gerekmektedir.” Şeklindeki değerlendirme yapılmıştır.
Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulu’nun 2008/774 Esas Sayılı dosyasında bir kaymakam adayının katıldığı sözlü sınavla ilgili verilen kararda; “Sesli ve görüntülü kayıt yapılmak suretiyle gerçekleştirilecek bir sözlü sınavda, adaylara yöneltilen soruların ve yanıtlarının da kaydedileceği açık olup, bunların ayrıca sözlü sınav komisyon üyeleri tarafından tutanağa bağlanması gerekli bulunmamaktadır. Bununla birlikte, sözlü sınavda komisyon üyelerince takdir edilen notun gerekçeleriyle ortaya konulması hukuk devleti ilkesinin sağladığı güvencenin temini açısından zorunlu ve gereklidir.
Davacının sözlü sınavda başarısız sayılmasına ilişkin işlemde, sınav öncesinde soruların ve yanıtlarının hazırlanmamış olması, sözlü sınavın sesli ve görüntülü kayıt yapılmak suretiyle gerçekleştirilmemesi, ayrıca komisyon üyelerince takdir edilen notun gerekçeleriyle ortaya konulmaması nedenleriyle hukuka uyarlık bulunmamaktadır.” yönünde değerlendirme yapılmıştır.
Danıştay 5. Daire 2007/1771 Esas Sayılı dosyasında mülkiye müfettişliği seçme sınavıyla ilgili olarak verilen başka bir kararda; “sözlü sınavda verilen yanıtların, teknolojik olanaklardan yararlanılarak kayıt altına alınması suretiyle, objektif nitelikte incelenip denetiminin yapılmasına olanak tanınması, hukuk devleti ilkesinin hayata geçirilmesi açısından önemli ve yerinde bir uygulama olacaktır.
Davacıya sözlü sınavda hangi soruların sorulduğu, bu sorulara davacı tarafından verilen yanıtlara hangi puanların verildiği gibi hususların açıklığa kavuşturulmadığı, ayrıca davacı hakkında iki müfettiş tarafından hazırlanan değerlendirme raporunun hangi puanla değerlendirildiği de anlaşılamamaktadır. Bu nedenle davacının sözlü sınav sonucunda kadro sayısı olan ilk 15 kişi arasına giremeyerek başarısız sayılmasına ilişkin işlemin iptali gerekir. “ şeklindeki değerlendirmeye yer verilmiştir.
Dolayısıyla, yazılı sınav yapılmak suretiyle nesnel bir biçimde belirlenen en başarılı adaydan başlayarak mesleğe en uygun adayların belirlenmesinin engellenerek keyfiyete ve suistimale açık ve neredeyse denetimsiz bir şekilde davranılarak hukuka aykırı işlemler oluşturacak düzenlemenin iptali gerekmektedir.
YÜRÜTMENİN DURDURULMASI TALEBİMİZ BULUNMAKTADIR
Dava konusu düzenlemenin anılan maddeleri açıkça hukuka aykırı olup, uygulanması durumunda telafisi imkansız zarar doğacaktır. Birçok kamu kurumunda görevde yükselme sınavları açılmakta ve dolayısıyla Yönetmelik hükümleri uygulanmaktadır.
Kamu görevlilerinin geriye dönüşü mümkün olmayan mağduriyet yaşamasının engellenmesi bakımından, bir an önce yürütmenin durdurulması talebimizin değerlendirilmesi gerekmektedir.
Sunulan nedenlerle, İdari Yargılama Usulü Yasasının 27 inci maddesinde sayılan koşullar gerçekleşmiş olup, daireniz tarafından yürütmenin durdurulmasına karar verilmesini talep ediyoruz.
DELİLLER : Yargı kararları, sair deliller.
HUKUKİ NEDENLER : Anayasa, İYUK, 657 Sayılı Yasa, vs.
SONUÇ VE İSTEM :Yukarıda açıklanan ve re’sen gözetilecek nedenlerle,31.08.2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Kamu Kurum ve kuruluşlarında Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Esaslarına Dair Genel Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına ilişkin Yönetmeliğin 1.maddesinde yer alan “şube ilçe başkanlıkları ile bunlarla aynı düzeydeki diğer görevlere” ibaresinin, aynı maddenin sonunda yer alan ı bendinin tamamının, 4.maddesinde yer alan “sözlü sınavda” ibaresinin, 9.maddesinde yer alan 12/A maddesinin tamamının, 12/B maddesinde yer alan “Başan puanı, şube müdürü, müdür ve bunlarla aynı düzeydeki diğer kadrolara atanacaklar için sözlü sınav” ibaresinin öncelikle yürütmesinin durdurulmasına ve iptaline, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini vekil olarak talep ederim. 06.09.2013
Davacı
Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu
Vekilleri
Av.Engin GÖKOĞLU&Av.Duygu DEMİREL
EKLER : Vekaletename
Davaya konu düzenleme