26 Ocak Salı günü TÜRK-İŞ Genel Merkezinde 6 Konfederasyon tarafından yapılan toplantı sonucunda Hükümetin TEKEL işçilerinin sorunlarının çözümü yolunda adımlar atmaması durumunda 3 Şubat’ta 1 günlük dayanışma grevi kararı alınmıştı. Bu süreç içerisinde TÜRK-İŞ ile Hükümet arasında gerçekleştirilen görüşmelerde Hükümetin oyalayıcı tutumu ve TEKEL işçilerinin taleplerinin kabul edilmemesi, 4/C uygulamasında ısrarlı yaklaşımını sürdürmesi üzerine
2 Şubat Salı günü 6 Konfederasyon TÜRK-İŞ Genel Merkezinde bir araya gelmiş ve yapılan durum değerlendirmesi sonucunda daha önce alınan 1 günlük dayanışma grevi kararının hayata geçirilmesinde mutabık kalınmıştır. Ancak grevin daha önce kararlaştırıldığı gibi 3 Şubat değil, hazırlıkların daha iyi yapılabilmesi için 4 Şubat Perşembe günü gerçekleştirilmesine karar verilmiştir.4 Şubat Perşembe günü yapılacak dayanışma grevinde kullanılmak üzere aşağıdaki metin yayınlanmıştır;
Günümüz Türkiye’si sermaye için dikensiz bir gül bahçesine çevrilmiştir. Neo-liberal politikalara sıkı sıkıya sarılmış Hükümetler tarafından 30 yılı aşan bir süredir bu ülkede sermayenin her istediği anında ve fazlasıyla yapılırken, emekçilerin en temel ve insani talepleri sistemli bir şekilde bastırılmış, hakları gasp edilmiştir. AKP iktidarı emekçilere yönelik bu çok yönlü kuşatmanın son, fakat en kararlı temsilcisi olarak bu politikalarda ısrar ediyor.
Bu politikaların özü üç temel ayak üzerinde yükseliyor. Birincisi kamu alanının, bütün yurttaşlara ait olan değerlerin piyasa güçlerine terk edilmesi, en temel insan ihtiyaçlarının dahi bir kâr alanı haline getirilmesi: AKP özelleştirmede şampiyondur.
İkincisi 12 Eylül artığı bir Anayasa’nın gölgesinde yurttaşlarını en temel haklardan mahrum bırakan, öteleyen, dinsel, inanca dayalı ya da etnik kimliklerini tanımayarak onları dışlayan otoriter devlet anlayışı: AKP baskıda, gözaltılarda, kitle gösterilerine yönelik şiddette şampiyondur.
Üçüncüsü örgütlenerek, birleşerek kendi çıkarları için bu gidişata dur diyebilecek, hak gaspları karşısında sesini yükseltecek, sermayenin karşısında emeğin onurunu savunacak emekçilerin istihdam politikaları yoluyla bölünmesi, emekçilerin farklı statülerle farklılaştırılması, böylelikle işçi-memur, kadrolu işçi-taşeron işçisi, sözleşmeli, 4/C’li, 4/B’li adı altında parçalanmış emekçilerin örgütsüzleşmesi, etkisizleştirilmesi, eşit işe eşit ücret ilkesinin ayaklar altına alınması. AKP kuralsız istihdam alanında da şampiyondur.
4/C statüsü tamamen özelleştirme mantığının ürünüdür. AKP kârlı kamu işletmelerini yok pahasına sermayeye aktarırken bu işletmeleri kârlı hale getiren, etiyle, kanıyla, dişiyle tırnağıyla bu işletmelerin her bir tuğlasında, makinasında hakkı bulunan emekçileri de sokağa bırakmak, açlığa ve sefalete mahkûm etmeye kararlıdır.
Bunun en son somut örneği Tekel işçilerinin durumudur. Bugün Ankara’da sürmekte olan Tekel işçileri direnişi bu noktada Türkiye’nin bütün emekçileri için önemli bir sınav niteliği kazanmıştır. Hamasi sloganların ötesinde bir gerçek olarak ifade edilecek olursa bugün tüm emekçilerin yüreği Tekel işçileri için atmakta, umutları, talepleri Tekel direnişinde somutlanmaktadır. Tekel direnişi emekçiler için bir nirengi noktasıdır. Direnişin kaybedilmesinin sonuçları bütün emekçiler için ağır olacaktır. Direnişin kazanılması durumunda ise aynı 25 Kasım Grevinde yaşandığı gibi, emekçiler için daha aydınlık, daha demokratik bir Türkiye umudu güçlenecektir. Bu nedenle emek güçlerinin her hangi birinin bu direnişi hafifsemeye hakkı yoktur.
DİSK ve KESK’in çağrısıyla bir araya gelen 6 Konfederasyonun toplantısı sonucunda Hükümete sorunu çözmesi için 26 Ocak’a kadar mühlet verildi. Bu süre içerisinde sorunun çözülmemesi durumunda dayanışma grevi yapılacağı vurgulandı. Siyasi iktidar bu çağrıyı savsakladı. Yeni bir randevu vererek soğukta ekmek ve demokrasi mücadelesi veren Tekel emekçilerini 1 hafta oyaladı. Bu bir haftanın sonunda işçilere yine 4/C’yi dayatabileceğini sandı.
Siyasi iktidar Tekel işçilerini pervasızca kapının önüne koyabileceğini, kimsenin onlara sahip çıkmayacağını düşünerek bu adımı attı. Tekel işçileri yıllardır süren bu karanlığa karşı bir meşale yaktılar. Bu meşalenin sönmesine izin vermeyeceğiz. Emekçilerin kararlılığını 4 Şubat Perşembe günü, 1 günlük dayanışma greviyle bir kez daha göstereceğiz.
Emek, Barış ve Demokrasi Mücadelesini Yükselteceğiz!