TCDD Genel Müdürlüğü yönetimi tarafından, Sendikamız İzmir Şube yöneticileri ve İşyeri Temsilcilerinin haksız ve hukuksuz bir şekilde sürgün edilmelerinin üzerinden 7 hafta geçti.
Sürgülerin geri alınması talebiyle İzmir Şubemiz üye ve yöneticileri tarafından Alsancak Gar önünde oturma eylemi ve basın açıklaması gerçekleştirildi.
Sendikamız İzmir Şube Başkanı Erdal Akyol tarafından yapılan açıklama ile sürgünlerin hukuksuzluğuna vurgu yapılırken, sürgünler geri alınıncaya kadar mücadelenin durmayacağı vurgulandı.
SÜRGÜNLER, BASKILAR, BİZİ YILDIRAMAZ!
Değerli Basın emekçileri;
Sürgünlere baskılara soruşturmalara ihraçlara karşı yaptığımız basın açıklaması ve oturma eylemlerinin 7. Haftasındayız. Sendikamız ve KESK bileşenlerine karşı yapılan operasyonlar devam etse de yılmadık yılmayacağız. Yine buradayız, yine direniyoruz.
SÜRGÜNLERLE; insanları yerlerinden, yurtlarından etmek, “T.C. Anayasası’na” göre suç olduğu şekliyle, “ayrımcılık yapmak”, kin ve nefret güderek kamu gücünü halkın üzerinde bir sopa gibi tutmak, baskı uygulamak, “benden olmayan düşmanımdır” mantığıyla insanları cezalandırmaya çalışmak, bu şekilde insanlara ve değerlerine zarar vermek olan bir İNSANLIK SUÇUDUR.
Buradan Üzülerek ifade etmek istiyoruz ki, bu hukuksuz uygulamalar sadece şahsi mağduriyetler üretmiyor. Bununla birlikte aileler ve çocuklar da mağdur oluyor. Sürgün edilen kamu görevlilerinin yeni yer bulup iskân edinmesinden tutun da çocuklarının eğitimiyle de ilgili mağduriyetler ortaya çıkıyor. Bu gibi durumların ötesinde insanların adalete olan güven duygusu ve aidiyet bilinci de sarsılıyor. Dolayısıyla birçok yönden sıkıntılı neticeler ortaya çıkıyor.
Geçtiğimiz hafta bir de acı olay yaşadık. Biçerova Garda bir mesai arkadaşımız TTG Uğur BİLEN manevra esnasında geçirdiği iş kazasında tren altında kalarak bir ayağını kaybetmiştir. Henüz soruşturma sonuçlanmamıştır. Ancak biz biliyoruz ki bu kazaların asıl sebebi Sermayedarların işlerinin kesintisiz yürümesi adına alınmayan önlemler, personel üzerinde yaratılan baskılardır, bir günde memurluktan müd. yardımcılığına , müdürlüğe atanan liyakatsiz yöneticilerdir, sermaye çarkının her şeye rağmen dönmesinin istenmesidir. İnsan öncelikli değil sermaye öncelikli yönetim anlayışıdır. Artık personel, alınmayan önlemlerin alınmasını dahi isteyememektedir. Çünkü önlem alınmasını isteyenlerin sonu bellidir. Bizim gibi sürgüne gitmektir. Alınması istenen her önleme karşılık, verilen her dilekçeye karşılık açılan soruşturmalar, yapılan baskılar, sürgünlerle beraber iş kazalarını da getirmektedir. Biçerova Gar ve Lojistik Müdürlüğünde her geçen gün iş yükü artarken, güvenlik önlemleri ikinci plana atılmış, personel sayısı artmamış hatta TCDD Taşımacılık A.Ş birimlerinde daha norm kadro çalışması dahi tamamlanmamış, yapılan görevde yükselme sınavı ise bir seneyi aşkın süredir sonuçlandırılmamıştır.
Yine her hafta dile getirdiğimiz gibi TCDD Taşımacılık A.Ş kamu hizmeti görevi kapsamında olan yolcu trenlerini çalıştırmayarak suç işlemeye devam etmektedir. Biz biliyoruz ki; bu kazalar, yolcu trenlerinin çalıştırılmaması, hatta sürgünler birbirinden bağımsız değildir. Yapılmak istenen kurumu parçalara bölerek yeni genel müdürlükler, yeni A.Ş ler oluşturarak, yeni rant kapıları oluşturmak, kurumu tamamen özelleştirmek, yolcu trenlerini ise şirketlere satmaktır.
Sürgünlere baskı ve soruşturmalara, ihraçlara karşı, Üyelerimizin hak ve çıkarlarını korumak için her türlü mücadeleyi vermekten çekinmeyeceğimizden kimsenin şüphesi olmasın. Bu keyfi ve hukuksuz uygulamalara karşı da sendikamız gereken hukuki mücadeleyi sürdürürken üyelerimizi ve ailelerini de yalnız bırakmamıştır. Bu kapsamda geçtiğimiz hafta birde güzel haber aldık. Tam 476 haftadır Hayadarpaşa Gardır Gar kalacak diyen onurla inançla direnen Haydarpaşayı ranta kurban ettirmeyen Haydarpaşa Dayanışmasının aktivistlerinden Tugay KARTAL’ın İzmite sürgün edilmesine de yargı dur demiştir. Biz biliyoruz ki tüm arkadaşlarımız eski görev yerlerine dönecek. Biz döneceğiz bizleri sürgüne gönderenler ise bu utancı hep taşıyacaklar.
Demiryolları çalışanlarının çok iyi bildiği üzere, sendikamız BTS kurulduğu günden bu güne baskılara dayatmalara sürgünlere boyun eğmemiştir. BTS üyelerine yapılan saldırılara sendikamızın kurumsal kimliği ile verdiği yanıt herkes tarafından çok iyi bilinmektedir. TCDD Genel Müdürlüğünü buradan uyarıyoruz. Bu hukuksuz uygulamalar sonlandırılmalı ve üye yönetici ve temsilcilerimiz eski görev yerine derhal iade edilmelidir. Aksi takdirde sendikamız bugüne kadar yarattığı mücadele geleneğiyle hareket edecek, her türlü fiili, meşru ve hukuki mücadelesini her platformda sürdürmeye devam edecektir.
Değerli basın emekçileri değerli dostlar; Elbette bizler için bu sürgün ilk değildir. Bunun ilk olmadığını ve son olmayacağını da en yakın tanığı başta İzmir kamuoyu olmak üzere tüm Türkiye kamuoyu bilmektedir. Ancak siyasi iktidarın ve onların bürokratlarının da bildiği bir şey var; onlarda bizlerin onların baskı ve şiddetinden korkmadığımızı boyun eğmediğimizi defalarca kez görmüş öğrenmişlerdir. Her seferinde kendi yaptıkları hukuku bile tanımayan kendi yasalarını çiğneyenler dönüp bütün bu anti demokratik uygulamalardan sonrada onlara inanmamızı güvenmemizi istemekte- beklemektedirler.
Evet bu Emekçiler, bu Halk sizlere inanmayıp güvenmemektedir. Bundandır ki başta işçisi, Memuru ve Emekçi Halkı olmak üzere sizin bu hukuk tanımaz sisteminizi değiştirmek üzere birlik olup sizin yönetiminizden kurtulacaktır. Bunun için hem hukuksal ve hem de meşru, demokratik hak ve eylemlerimizi kullanmaya devam edeceğiz. Basına ve kamuoyuna duyurulur.
BTS İZMİR Şube Yürütme Kurulu