Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nın 2020 yılı Faaliyet Raporunda, demiryolu ulaşımıyla ilgili çok sayıda güvenlik tedbirini de içeren hedeflere ulaşılamadığı dile getirilmiştir. Demiryolu ulaşımının güvenliğinin sağlanması, taşımacılık işlemlerinde seyir, can ve mal emniyetinin artırılması amacıyla gerçekleştirilen program hedeflerine ulaşılamamasının sonucu ise; son birkaç yıl içinde meydana gelen tren kazaları ve son 15 gün içinde meydana gelen 6 adet deray (yoldan çıkma) hadisesidir.
21 Şubat 2021 tarihinde özel bir şirkete ait yük treni, Gaziantep ili sınırları içinde yer alan Ayran İstasyonuna Fevzipaşa cihetinden giriş yaparken yoldan çıkmış ve 4 adet dolu vagonunun devrilmesi sonucu demiryolu tren trafiğine kapanmıştır. Bu olay üzerine Sendikamız tarafından yapılan basın açıklamasında; TCDD yönetimi, trafik emniyetine yönelik çözüm yolları bulmak üzere sendikalar, bilim insanları ve odalarla bir araya gelmeye, özelleştirme ve taşeronlaştırma uygulamalarına son vermeye davet edilmiştir. Ancak TCDD Genel Müdürü Ali İhsan UYGUN görüşme taleplerimize olumlu bir yanıt vermemiştir.
Ayran’da yaşanan deray hadisenin ardından Suçatı ve Kapıdere İstasyonları yakınında deray hadiseleri yaşanmıştır. 06.03.2021 tarihinde ise saat 11.00’da Diyarbakır Gar Manevra sahasında deray meydana gelmiştir. Bu deraydan 7 saat sonra da 06.03.2021 tarihinde saat 17.55 Yahşihan-Batman arası çalışan 23208 nolu özel bir şirkete ait yük trenini temin eden 36503 nolu lokomotifin 2 bojisi Maden Gar ikinci yolda deray etmiştir.
Bugün 07.03.2021 tarihinde saat 02:45 de Alaşehir-Güneyköy hat kesiminde sefer yapan yük trenin raydan çıkmıştır. Olayın üstünden 7 saat 45 dakika geçmişti ki; ya bu deraydan haberdar olunmadığı için, ya da “demiryollarında kontroller yapılmıyor” başlığı ile basında çıkan haberlere yanıt vermek amacıyla TCDD’nin resmi twitter hesabından “Kontroller tamam, seyrüsefer için hazırız!” sloganlı tweet atılmıştır.
Peki, o zaman kontroller tamam ise trenler neden çarpışıyor, kza yapıyor?
Sorusunu yazdığımız esnada yani bugün 07.03.2021 tarihi saat 21.30 sularında Diyarbakır Gar manevra sahasında gece deray yaşanan aynı noktada manevra lokomotifi yine deray etmiştir.
Çok sayıda ölümlü kazanın yaşandığı demiryollarında, denetimsizlik sürüyor. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığının 2020 Faaliyet Raporu’nda denetimlerin yapılmamasına COVİD-19 salgını gerekçe olarak gösterilse de, demiryollarında deray ve çarpışma olaylarının yaşanmasındaki nedenler aşağıda başlıklar halinde sıralanmıştır.
- Yeniden yapılanma/Serbestleştirme programındaki hedeflere ulaşmak için personel azaltılması, TCDD Taşımacılık A.Ş’ye ait uzmanlaşmış Revizörlük Teşkilatlarının birçoğu kapatılması, vagon teknisyeni açığının tamamlanmaması,
- Serbestleştirilme yasası ile birlikte demiryolu hatlarında yük tren işletmeciliğine başlayan Demiryolu Tren İşletmecilerinin (DTİ) yük trenlerinin teknik denetimlerinin yetkin ve uzman olmayan özel firma tarafından yerine getirilmesi,
- Uzmanlık gerektiren birçok yapım, bakım ve onarım işinin yetkin olmayan taşeron firmalara gördürülmesi, (Marmaray hattında bakım çalışmasında 2 işçi hayatını kaybetti)
- Demiryolu, elektrifikasyon, sinyalizasyon ve haberleşmenin hatlarının/tesislerinin bakım ve onarımımın kar hırsı ile güvenlik önceliğini yok sayan özel firmalara yaptırılması, (Mandıra Elektrifikasyon hattı trafosunda yaşanan iş cinayeti 1 işçi yaşamını kaybetti)
- Kar hırsı nedeniyle personelin olması gereken standartların çok üstünde çalıştırılması,
- İşletmecilik yapılırken maliyet gerektiren güvenlik unsurunun hiçe sayılması (Sinyalsiz hatta YHT işletmeciliği sonucu 13 Aralık 2018’de YHT ve Kılavuz lokomotifin karıştığı kazada 3’ü makinist 9 kişinin hayatını kaybetmiş 107 kişide yaralanmıştır.)
- Kurum taşınmazlarının tren ulaşımı için değil ekonomik ve siyasi rant için devredilmesi (Çankırı’daki lokomotiflerinin yönünün çevrilmesine yarayan Plaktornanın Belediyeye devredilerek arazi üzerine çocuk parkı yapılması sonucu ters seyir yaptırılmak zorunda kalınan lokomotif, kazaya neden olmuş, personel hayatını kaybetmiştir.)
- Konvansiyonel hatların bakım-onarım rehabilitesine maddi kaynak ayrılmaması, (Ulaştırma Ve Altyapı Bakanlığının 2020 faaliyet raporunda Demiryolu yenileme ve bakım, onarımı yapılan hat uzunluğu sadece 29 kilometrede kaldı. 315 kilometrelik yolda ise herhangi bir kontrol yapılmadı diye resmi olarak da doğrulanmıştır. Konvansiyonel hatların kaderine terk edilmesi ve altyapının yenilenmemesi sonucu 8 Temmuz 2018 tarihinde Çorlu yakınlarında yolcu treni raydan çıkmış 5 vagon devrilmiş, 25 kişi ölmüş 317 kişi de yaralanmıştır)
- Personelin kendi işyeri dışında hizmet içi eğitimini almadığı, işletim sistemlerine yabancı olduğu işyerlerine kendi isteği dışında vekaleten veya asaleten görevlendirilmesi/gönderilmesi(çağdışı sürgün politikası)
- Özelleşmeler/Serbestleşme uygulamalarının bir sonucu olarak demiryolları yönetim ve denetim kadrolarında likayat ve güvenlik hiçe sayılarak siyasi kadrolaşmaya gidilmesi kazaların oluşmasına ortam hazırlamıştır. (TCDD, TCDD Taşımacılık AŞ ve TÜRASAŞ Genel Müdürlük üst yönetimlerine artık tamamen, kurumsal kültüre yabancı liyakat&tecrübe sahibi olmayan belediye kökenli atamalar yapılmıştır)
Serbestleştirme yasanın yürürlüğe girdiği 2017’den bu yana, onlarca vatandaşımızın ve demiryolcunun hayatını kaybettiği, onlarla ifade edilen kazalar yaşanırken, bu kazaların dışında meydana gelen ve “ramak kala” dediğimiz kazadan dönülen olayların sayısı ise kat be kat fazladır.
Yaşanan bu kazalara ve uyarılarımıza rağmen, özelleştirme ve taşeronlaştırma uygulamalarından vazgeçmemekteki ısrarın sürdüğünü, 27 Ekim 2020 tarihli resmi gazetede yayımlanan Cumhurbaşkanlığı 2021 Yılı Yatırım Programında; “TCDD’nin Ana Statüsünün değişeceğini, 6461 Sayılı Demiryolu Ulaştırmasının Serbestleştirilmesi Kanununda değişiklik yapılacaktır” hedefinin yazılı olmasından anlıyoruz. Bu amaçla kurulmuş olan ve kimlerden oluştuğu gizli tutulan komisyonun da, 2004’den itibaren demiryollarını batağa sürükleyen CANAC raporundaki; “<Fazla Devlet Memurları olduğunda bunlar bir “atanmamışlar” havuzuna aktarılabilir. Fazla işçiler kanuni işten çıkarma tazminatı verilerek işten çıkarılabilir>” önermesini karar vericilerin önüne koyacağını, bu güne kadar kamu kurum ve kuruluşlarında yaşanan, acı, gözyaşı, işsizlik, yok edilen gelecekler, ekonomik çöküş ve her geçen gün artan dışa bağımlılıktan başka bir şey getirmeyen özelleştirme uygulamalarından çok iyi biliyoruz.
Son günlerde, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı ve TCDD Genel Müdürlüğünün, “demiryollarını holding haline getirecek, çalışanların iş güvencesini ve geleceğini yok edecek, demiryollarının trafik güvenliğini özel şirketlerin kar hırsına terk edecek” yasal düzenlemeler için hazırlık yaptığı malumumuzdur.
Bu yeni bölünme ve özelleştirmeler hayata geçerse, artık demiryolları geri dönüşü olmayan bir yola girecek olup, bundan; ülke, kurum ve tüm çalışanlar zararlı çıkacak, demiryolu emekçilerinin geleceği karartılacaktır.
Bu nedenle;
Demiryollarında örgütlü bulunan Demiryol-İş, Liman-İş, Ulaşım-İş, Ulaştırma Memur-Sen, Türk Ulaşım-Sen, DEMARD, DEMOK, YOLDER, DEKAD, DEMMAGAD, TRAFİK-DER, LOÇA-DER, ENKAMUDER, KAMU-ENDER, DETEVAD, BİRDEM, DEGÜVDER, DESTDER ve RESTDER’i özelleştirmeye karşı yan yana durmaya ve birlikte mücadele etmeye çağırıyoruz.
TCDD yönetimi ve Ulaştırma Bakanlığı’nı yol yakınken, daha fazla ölümlü kaza yaşanmadan bu yanlıştan dönmeye, sendikalar, bilim insanları ve odalarla çözüm yolları bulmak için bir araya gelmeye, özelleştirme ve taşeronlaştırma uygulamalarını sonlandırmaya, görüşme için yaptığımız randevu talebimize yanıt vermeye davet ediyoruz.
Basına ve kamuoyuna saygıyla duyurulur.
Merkez Yürütme Kurulu