Merhaba canım kadınlar,
Her açıdan sancılı bir meselemiz var önümüzde: Regl ve regl izni. Biz kadınlar ne kadar yıkmak istesek ve bunu bir ölçüde başarmış olsak da, toplumsal alanlarda regl üzerine konuşmak ne yazık ki hala bir tabu. Birçoğumuz henüz erkek akraba, arkadaş vb ilişkide olduğumuz erkeklere regl döneminde olduğunu dahi söylemekten imtina ederken; bu dönemde sancısını yaşamak yetmiyormuş gibi üstüne bir de bunu “işyeri amirine nasıl söyleyebilirim?” kaygısını taşıyoruz. Hele ki bizler gibi ulaştırma işkolunda kadın çalışanın erkek çalışana oranla çok daha az olduğu gerçeğini göz önüne alırsak, bunu söylemek katmerlenerek zorlaşıyor, sancının yanı sıra bir de yalanlarla kıvranıyoruz. Çalışma düzenimizi, verimliliğimizi etkileyecek boyutta ağrı yaşadığımızda izin alma zorunluluğu hissederken, patriyarkanın bizlere dayattığı gizleme ihtiyacı (!) ile ya “hasta” olduğumuzu ya da başımızın ağrıdığını söylüyoruz. Bizlerse üstüne basarak diyoruz ki, bu bir hastalık ya da gizlenmesi gereken dönem değil. Eril zihniyet bunu dillendirmek istemiyor olabilir, ancak biz regl dönemlerinden geçiyoruz ve bu yemek yemek, uyumak kadar doğal.
Marketten aldığımız pedlerin gazete kağıdına sarılmasından reklamlarda regl kanının mavi renkte gösterilmesi, ilk kez regl olan kadının tokatlanmasına kadar dayatılan ve şiddete dahi varan birçok etmen var reglin ve regl kanının utanılacak/utanılması gereken olgu olduğuna dair; ama bizler biliyoruz ki durum hiç de öyle değil. Kadın mücadelemiz ile yaşadığımız fizyolojik ve biyolojik dönemimizi konuşmak, hijyen ürünlerine (ped, tampon vb) kolay ve ücretsiz erişim imkanı istemek, işyerlerimizde bu ürünler için otomatlar yapılması ve bizlerin bu haklı taleplerimizi dillendirmemiz regli tabu olmaktan çıkarıyor.
Birçok ülke ve Türkiye’de de çeşitli kamu kuruluşlarında kadınların mücadelesi ile regl izni kazanımı var. İzmir Büyükşehir Belediyesi, İzmir Barosu, Tunceli Belediyesi, Seyhan Belediyesi bunlardan birkaçı. Regl olduğumuzu gizleme ihtiyacı hissetmeden bu izni kullanmak müthiş.
Sendikamız tüzüğündeki ilgili maddenin hayata geçirilmesinin regl döneminde yaşadığımız özellikle stres ve gerginliği azaltacağı aşikar; ancak, bu talebe dair tedirginlik yaşayan arkadaşlarımız da yok değil. Zaten büyük oranda doğum izni, süt izni gibi çeşitli pozitif ayrımcılığın kadınların “ikincil”, “kusurlu”, “eksik” olduğunun algısının dayatılmasıyla, özellikle havalimanları gibi mülakatların işe alımda etkili olduğu işyerlerinde kadın istihdamına balta vuracağına ilişkin çekinceleri biliyoruz. Bu da, ülkemizdeki çalışma koşullarımızın bir başka boyutu elbet; ancak yaşadığımız ve uzun yıllardır süregelen cinsiyetler arası eşitsizliği kadınların eril ve zor şartlarda çalışmaya zorlanmasıyla değil, var olan şartların iyileştirilerek bizlere uyumlu hale getirilmesiyle aşabiliriz.
Regl izninin kadın istihdamının önünde bir engel olduğu algısının önüne geçmek, yaşadığımız süreci normalleştirmek, regli tabu olmaktan çıkarmak bizim elimizde. Gelin, kadın mücadelemizle bu tabuları beraber yıkalım!
Sendikamız Kadın Dergisini Okumak İçin Tıklayınız!
KESK Kadın DergisiniOkumakİçin Tıklayınız!