Enflasyon nedeniyle eski promosyon anlaşmaları çalışanlara büyük kayıp yaşatıyor. Bankalar kazanıyor çalışan kaybediyor! Yeni promosyonlar 4 yıllık 30 bin lirayı aşarken eski promosyonlar 4-5 bin lira civarında kaldı.
Bankalarla yapılan eski maaş-ücret promosyon anlaşmaları çalışanlara büyük kayıp yaşatıyor. Çalışanlara ve emeklilere ödenen banka maaş/ücret/aylık promosyonlarının artan enflasyon nedeniyle güncellenmesi talebi gündemde. Bu yönde çalışanlardan, emeklilerden ve sendikalardan haklı talepler geliyor. Yeni promosyonlar 4 yıllık 30 bin liraya kadar çıkarken eski promosyonlar 4-5 bin lira civarında kaldı. Bankalar kazanıyor çalışan kaybediyor. Bankaların kârlılığı hızla artarken çalışanların promosyonları pula döndü.
BANKA PROMOSYONU NEDİR?
Bilindiği gibi ücret ve maaşlar ile emekli aylıklarının bankalar aracılığıyla ödenmesinin zorunlu hale gelmesinin ardından banka promosyonları gündeme geldi. Bankalar bu yolla milyonlarca yeni müşteri kazandı. Çalışanlara ödenen maaş ve ücretler ile emekli aylıkları önemli bir yekûn oluşturdu. Bu yolla bankalar önemli bir mevduat elde etmiş oldu ve kısa süreli de olsa bu mevduatı faizsiz kullanma olanağına kavuştu. Bankacılık sistemi açısından kârlılık yaratan bir unsur olan bu gelişme bankalar arasında rekabeti artırdı ve bankalar maaş ve ücretlerinin kendileri tarafından ödenmesi halinde kurumlara ve işletmelere çeşitli promosyonlar vermeye başladılar. Bankalar emekli aylıklarını çekebilmek için de benzer bir yönteme başvurdular.
Çeşitli kamu kurumlarının bankalarla promosyon anlaşmaları yapmaları ancak bunları çalışanlara aktarmaması üzerine konu kamu görevlileri için 2007 yılında çıkarılan bir Başbakanlık Genelgesi’yle düzenlendi ve bugünkü banka maaş promosyon sistemi ortaya çıktı. Banka promosyonları milyonlarca çalışanı ve emekliyi ilgilendiren bir uygulama. Promosyon uygulamasından yararlananları üç gruba ayırmak mümkün. Kamu görevlileri, memurlar ve kamu işçileri, emekliler ve hak sahipleri ile özel sektördeki bazı işletmeler.
Memurlar ve diğer kamu görevlileri, kamuda işçi ya da sözleşmeli personel kadrolarında çalışanlar promosyon ödemesinden yararlanıyor. Kamu görevlilerinin maaş ve ücretleri bankalar yoluyla ödeniyor ve anlaşma yapılan bankalar yatırılan maaş ve ücretler karşılığında memurlara ve kamu işçilerine promosyon ödemesi yapıyor.
Banka promosyon sözleşmeleri 2007/21 Sayılı Başbakanlık Genelgesi’ne göre yapılıyor. İlgili genelge 2008 ve 2010 yıllarında güncellendi ve geliştirildi. Promosyon tutarları ilgili kamu kurum ve kuruluşu ile banka arasında yapılacak sözleşme ile belirleniyor. Kamuda ödenen promosyon tutarı kuruma ve bankaya göre farklılık gösteriyor. Bankalarla yapılan sözleşmeler 3-5 yıllık dönemleri kapsayabiliyor. Emeklilerde olduğu gibi bir alt sınır söz konusu değil. Ayrıca kamu görevlileri kişisel olarak banka değişikliği yapamıyor. Söz konusu genelgeye göre promosyonun tamamı çalışanlara ödenmek zorundadır. İlgili Danıştay ve Sayıştay kararlarına göre promosyon bir kamu geliri sayılmıyor. Bu çerçevede promosyonu ücret ve maaşın bir uzantısı olarak görmek gerekir.
ÖZEL SEKTÖRDE CİDDİ SORUN VAR
Promosyondan yararlanan ikinci grubu emekliler oluşturuyor. Emekliler için promosyon ödemesi 2017 yılında başladı. Emeklilere aylık aldıkları bankalarca değişen miktarlarda promosyon ödemesi yapılıyor. SGK ile bankalar ve PTT arasında 2017 yılında yapılan protokol ile emekli ve hak sahiplerine promosyon hakkı tanındı. 2020 Mart ayında SGK ile bankalar arasında yeni bir protokol imzalandı ve 2020-2023 döneminde ödenecek promosyon için alt sınırlar saptandı.
Bu protokole göre emekli promosyonlarının alt sınırı aylık düzeyine bağlı olarak için 500 ile 750 lira arasında saptandı. Ancak bankalar arası rekabet ve artan enflasyon nedeniyle bu tutarların üzerine çıkılmaya başlandı. Tek tek bankalar promosyon miktarlarını artırmaya başladılar. Kamu bankaları promosyon güncellemesi yapmaya başladı. Emekliler banka değişikliği yapabiliyor. Emeklilere daha yüksek teklifi veren bankalar, anlaşma yapabilmek için mevcut bankasında kalan süresi için geri ödeme yaparken, kamu çalışanlarına böyle bir imkan tanınmıyor.
Özel sektörde çalışan işçilerin büyük bölümü ise promosyon konusunda ayrımcılık yaşıyor. Özel sektörde ücretle çalışanlar kamu çalışanları ve emeklileri gibi düzenli banka promosyon ödemesi alamıyor. Oysa özel sektörde beş veya daha fazla işçi çalıştıran işletmelerin ücretleri bankalar aracılığıyla ödemesi gerekiyor. Ancak özel sektörde promosyon ödemesine ilişkin herhangi bir hukuki düzenleme bulunmuyor. Bu nedenle az sayıda işyerinde banka promosyonu söz konusu oluyor. Çoğu işyerinde bu promosyonu işveren alıyor. Kamuda işçi statüsünde çalışanlar promosyon ödemesi alırken özel sektörde işçi statüsünde çalışanların promosyon alması işverenin insafına kalmaktadır. Bu durum eşitlik ilkesine aykırıdır ve ayrımcılıktır.
Son bir yılda hızla tırmanan enflasyon nedeniyle ücret ve maaşla çalışanlar ile emekliler, kısaca sabit gelirliler ciddi kayıplar yaşıyor. Bu kayıplar ücret, maaş ve aylıkların alım gücünün düşmesi şeklinde ortaya çıkıyor. Bu kayıplara şimdi de promosyon kayıpları eklendi.
Enflasyonun görece düşük olduğu 2021 ortalarından önce imzalanan 3 ile 5 yıllık banka promosyon sözleşmeleri ile kamu çalışanlarına 3-5 bin arasında değişen miktarlar ödenmişti. Ancak 2022 yaz aylarında imzalanan promosyon sözleşmeleriyle bu miktar 20 ile 34 bin lira arasında değişiyor. Özellikle 2021 yılı ve öncesi 3-5 yıllığına promosyon sözleşmesi yapılan kamu kurumlarında çalışan memur ve işçiler büyük bir kayba uğramış durumdadır. Örneğin bir kamu üniversitesinde 2000-2023 arasında dört yıllığına 4600 liraya promosyon sözleşmesi imzalanmışken ve Temmuz 2022’de bir başka kamu üniversitesinde 4 yıl için 34 bin 300 liralık promosyon sözleşmeleri imzalandı.
Halen imzalanmış ve yürürlükte olan 3 ile 5 yıllık banka promosyon sözleşmeleri nedeniyle kamu emekçileri büyük zarara uğruyor. Enflasyonun yüzde 12 veya 15 civarında olduğu ve çalışanların bu enflasyona göre maaş ve ücret zammı aldığı dönemde imzalanan sözleşmeler resmi enflasyonun yüzde 80’lere dayandığı ve çalışanların maaşlarının enflasyon farkı nedeniyle arttığı dönemde geçerli olamaz. Çalışanların bankaya yatan maaşlarında enflasyon nedeniyle artışlar olurken eski enflasyon oranı ve maaş düzeyine göre saptanan promosyonlar komik düzeyde kalıyor. Promosyon sözleşmelerinin 4 yıl gibi uzun sürelerle imzalanması ve enflasyona göre ayarlama bulunmaması nedeniyle çalışanlar mağduriyet yaşıyor. Komisyonlarda sendika temsilcilerinin (genellikle Memur-Sen) gereken duyarlılığı göstermediği anlaşılıyor.
Öte yandan kamu ihalelerinde enflasyon farkı ödendiği biliniyor. Hükümet müteahhitlere olan borçlarda enflasyon farkını öderken bankaların çalışanlara bu farkı ödememesi düşünülemez. Yüksek enflasyona karşı sermayeyi korumak için çeşitli önlemler alınırken benzer uygulamaların çalışanlar lehine de yapılması gerekir. Bunun önünde hiçbir engel yoktur.
Bankalarla imzalan promosyon sözleşmeleri beklenmeyen olağanüstü durumlar (enflasyon, döviz krizi) nedeniyle yeni koşullara uyarlanmak zorundadır. Sözleşmelerin 3 ile 5 yıl gibi uzun süreli olması nedeniyle beklenmeyen durumlar ortaya çıkmıştır. Değişen koşullar nedeniyle sözleşmelerde yer alan koşullar sözleşmenin devamını olanaksız kılmaktadır. Promosyon sözleşmelerindeki koşullar çalışanlar açısından katlanılamayacak düzeye (büyük hak kayıpları) gelmiştir. Bu çerçeve sözleşmelerin feshi veya yeniden düzenlenmesi gerekir.
Değişen şartlar sadece çalışan aleyhine değildir. Öte yandan bankaların kârl��lığında da ciddi artışlar yaşanmıştır. Bir yandan çalışanlar için büyük kayıplar doğarken öte yandan bankaların bilançolarındaki ciddi iyileşmeler promosyon sözleşmelerinin işlem temelini ortadan kaldırmaktadır. Kuşku yok ki bankaların kârlılığındaki artışın bir diğer nedeni de milyonlarca çalışan ve emeklinin maaşlarının bankalara yatıyor olmasıdır.
Aziz ÇELİK
Birgün Gazetesi – 01.08.2022